Sömürge Kelimesindeki Algı Çarpıklığı ve Oksidentalist Kompleksler

 

Türkçe'de sömürge ve sömürgecilik kelimesi çok olumsuz bir çağrışım yapmaktadır. Sömürmek kelimesi etimolojik olarak bir şeyi tamamen yutup kemirmek ve geriye hiçbir şey bırakmamak şeklinde tanımlanabilir. Ancak İngilizce'de sömürge kelimesine karşılık gelen "colonialism" kelimesi Türkçe'deki sömürmek kelimesi gibi olumsuz çağrışım yapan etimolojik bir kökene sahip değildir. Zira "colonialism" kelimesi koloniden gelmektedir, koloni ise bir toprağı tarıma ve ekonomiye açıp bereketli kılmak için yerleştirilen nüfus anlamına gelmektedir. İngilizce'de Türkçe'deki olumsuz anlamdaki sömürme kelimesine "exploit" kelimesi karşılık gelmektedir. Kolonyalizmin en basit örneğini ise İngiliz medeniyetinin Singapur'da kurduğu kolonide görebiliriz. Sir Thomas Stamford Raffles adındaki bir İngiliz bilgin, Malezya'daki Cohor Sultanlığı'ndan Singapur topraklarını satın alıp orayı koloni haline getirmiştir. Daha sonra Singapur topraklarına birçok Yahudi tüccarlar getirilmiştir, ülkede zamanla kurulan ekonomik gelişme ile Singapur dünyanın en zengin ve müreffeh ülkelerinden biri haline gelmiştir. Yani demek istediğim anlamı sömürge olan her koloni politikası kötü değildir. Singapur İngiliz sömürgeciliği/koloniciliği sayesinde kalkınıp zengin bir ülke olmuştur. Çünkü Singapur Hint Okyanusu'yla Pasifik Okyanusu'nu birleştiren Malakka Boğazı'nın stratejik konumunda bulunuyordu ve İngilizler burayı keşfetmiştir. Diğer yandan Arapça'da da sömürgeci anlamına gelen müsta'mır kelimesinin kökeni istismar kelimesinden gelmektedir. Ancak istismar kelimesi dilimiz Türkçe'deki gibi olumsuz bir anlama sahip değildir, istismar Arapça'da yatırım yapmak, bir yeri bereketlendirmek ve ağacın dallarını meyvelendirmek anlamına gelir. Aynı şekilde istismar kelimesi semere kelimesinden gelir ve semere Arapça'da meyve demektir. Edward Said adlı kültür eleştirmenin tamamen Batı toplumuna karşı geliştirdiği bir aşağılık kompleksinin ürünü olan Oryantalizm (Doğubilim) adlı kitabında Karl Marx'ın İngiliz sömürgecilerin/kolonistlerinin Hindistan'daki feodal sistemi bitirerek bir kapitalist sistem oluşturmasını olumlu bulmasına Oryantalizm ve Avrupa merkezcilik suçlaması yapmaktadır. Yani Edward Said Doğu'yu öyle bir yüceltiyor ki Doğu milletlerinin kendini aşağı çekmesine de doğru düzgün bir eleştiri getirmiyor. Kaldı ki İngilizler Hindistan'da koloni kurmadan önce Hindistan'da çok yaygın olarak Sati geleneği vardı. Bu geleneğe göre dul kadınlar kocasının ölümünün ardından daha da "namuslu" olsunlar diye ateşe atıp diri diri yakıyorlardı. Hatta sosyal medyada tanıştığım bir Hintli, hala günümüzde Hindistan'da bu geleneğin gizli saklı sürdürüldüğünü söyledi. Hindistan yerel dinleri, felsefeleri ve mitolojileri açısından elbette zengin bir medeniyettir. Ancak diğer yandan Hinduizm'in aşağılayıcı ve sınıf ayrımı yapan Kast sistemi bugün hala Hindistan'da devam etmektedir. Hindistan'da bugün hala Paryalar ve Dalitler vardır. Hintliler onları insandan bile saymamaktadır, hatta ineklere onlardan daha fazla değer vermektedirler. Sırf bu yüzden birçok Parya ve Dalit sınıf ayrımı yapmayan Budizm inanışına geçmektedirler. Burada amacım elbette kolonyalizm/sömürgecilik güzellemesi yapmak değildir ama bizim Türkçe'deki sömürge kelimesiyle ilgili olan çarpık bir anlayışa dikkat çekmek istedim. Elbette İngiliz sömürgeciliğin en kötü örneği İngilizlerin zamanında Çin halkını afyonlar ile uyuşturarak onlar üzerinden para kazanmasıdır. Bu ise Çin'de Afyon Savaşları'na neden olarak Hong Kong'un İngiliz kolonisi olmasına neden olmuştur. Yani demem o ki her sömürge/koloni olan kötü değildir, elbette tarihte sömürge/koloni politikalarında inanılmaz kötülükler de vardır. Osmanlı İmparatorluğu'nu da asıl yıkan etken fethettiği topraklarda sömürgecilik/kolonizasyon politikası izlemeyip kültürel hegemonya kurmamasından ileri gelmektedir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar