Vahşet Pornosu

Bu dünya bir vahşet pornografisidir. Tahrik oldu toplum denen içi şiddet dolu içgüdü. Toplumun fazlalıkları olan toplumlar sertleşti birbirine karşı ve daha da tahrik oldu. Kurban boldu, kasap da öyle. Kimine göre bu porno doğru kimine göre yanlış yoldu, alıcısı boldu. Dünyanın en köklü ve zengin endüstrisi olan vahşet pornosu çok eskilere gider. İlk çarpışması Âdem'in oğulları arasında vuku buldu. İlk iğrenç porno Kabil'in Habil'e attığı kaya parçasıydı. Bunun Tanrı'dan başka bir seyircisi yoktu. Tanrı'nın Bâsar (gören) sıfatıyla izlediği ilk vahşet pornosuydu. Vahşet pornosu birinci perdesi denen endüstrinin ardından bunun yerini çarpışan kılıç şakırdıları aldı. Şakırdayan her kılıç anaların bağrında takırdadı. Kılıç armaların sembolü oldu. Asker onu kuşandı, kılıcı kalbe sokanlar utandı ama o kılıcı verenlerce en kutsal mertebeye atandı. Asker ise o dolusunca dolu olan kanları yutandı, ama her şeye rağmen utandı. Kimi asker, vücutlardan aldığı kelleleri satandı, kalbini söküp atandı, söktüğü kulakları ise boynuna asandı. Bir dönemin insanlığı kılıcın kutsallığı üzerine kuruluydu, artık insanlığın içi buruluydu, derken bunun yerini barut tozları aldı. Kılıçların çarpıştığı, mertliğin uçuştuğu bir dönem geride kaldı. Artık barut tozlarının ateşlendiği dünyaya nâmertlik nam saldı. İnsanın bütünüyle kılıç üzerine mertlik destanları yazdığı vahşet pornosu çocukların tahtadan kılıçlarla oyun oynadığı bir iktidarsızlık aracı oldu sadece. İnsan her yerde nâmertlik devri denen bu dönemde nefretini kusandı, ama nâmertliğinden her yere artık sadece pusandı. Çünkü barutun namlusunun işlevi vahşet pornografisi denen bu sonu olmayan filmde daha güçlüydü. İşte insan denen porno oyuncusu bu silahı kuşandı, ne de olsa önceki devri aşandı, bağrı ise yeniden gurur ile taşandı. Toplumun bir başka toplumu becermesi baskıyla evlenmekti, toplumsal bir devlenmekti. Namlusu çok olan insanın en çok tahrik olduğu şeylerden biriydi; diğerinin yerinin altındakilere çökmek. Petrol o kadar değerliydi ki, bu da vahşet içeren bir kan pornografisiydi, nasıl ki para altına endeksliyse petrol de kana, kan ise acıya, acı ise petro-doları çeken radikal hedonistlerin dünyasına endeksliydi. Toplum denen şiddet içgüdüsünün ve onun vahşet pornosunun en fazla zevk veren pornosudur acı içinde yanıp kıvrılanlar varken zevk içerisinde dört köşe olanların varlığının sabit olması... Bu vahşet pornosunun içinde öyle fanteziler var ki, artık ölümleri televizyon ve gazete denen araçlarla seyretmek yeterlidir. Her medya organı bize vahşet pornosundan haber verir. Her yayında duygusal baskı had safhadadır. İşte bu da ölenlerin ardından yakılan duygu pornosudur ki, asketist (çileci) fantezilerin yaşandığı en ekstrem içeriklerdir. Herkes ölülerini saymakta, ölülerini yarıştırmakta ve onların birbirlerinden daha fazlaca kutsallaştırmakta. Savaşmayıp, vahşet pornosunu seyretmekten haz alan siyasal hedonistler, benim ölüm senin ölünü döver dedi. Aslında her biri birbirinin ölüsünün içindeki leşleriyle yedi. Vahşet pornosunun ekonomi kolu en zor koldur, ekonomi ile başkalarının hayatına tecavüz edildi. Kimi coğrafyalar açlıktan öldü, kimi namlusu büyük coğrafyalar ise tokluktan zayıf coğrafyaları parça parça böldü. Bölünmekten her birinin anası ve babası öldü. Bütün dünya bokluktan boğuldu, fakir coğrafyalar güçlü namlulara karşı çokluktan doğurdu, varoluşun ızdırap dolu özünü yoğurdu ama buna rağmen yokluktan boğuldu. Vahşet pornosunda kimi önemli kişi dedikleri yıldız kişiler vardır ki onların ölümü vahşet içermese de övgüleri ve sövgüleri ölümünün ardından arkasından barındırır. İşte böyle, kimisi o ölüye sövdü kimi övdü. İnsan ise özünü reddedip modern çağda sözünü onur denen halı ile dokudu, onursuzlukla halıyı çevirdi ve üzerine bastı. Bastığı halıyı duvara astı tükürük bezi bitene kadar tükürüğünü halıya attı. İnsan pornoda aktif oyuncu olmasına rağmen onur diyerek vahşet pornosundaki yerini reddetti. Son kertede nükleer denen ekstrem pornoda bombayı patlattı, insanlık denen duyguyu tamamen atlattı...