Ortadoğu'daki Değişen Dengelerin Kurbanı Bir Ülke: Yemen

Yemen'deki Husi militanlar

Kuzey Yemen'de 1962-1970 yılları arasında iç savaş vardı. Kuzey Yemen İç Savaşı'nda 100 bin insan ölmüştür. Bu iç savaş Cemal Abdunnâsır Mısır'ı tarafından desteklenen cumhuriyetçiler ile Suudi Arabistan ve Körfez krallıkları tarafından desteklenen monarşistler arasında gerçekleşmiştir. Kuzey Yemen İç Savaşı, Mısır'ın Kuzey Yemen emiri Muhammed el-Bedr'e karşı cumhuriyetçi subayların desteklediği askeri darbe sonrasında çıkmıştır. Bu askeri müdahaleyle birlikte Mısır ordusu da Yemen'e 80 bin askerle çıkarma yapmıştır. Darbeden sonra başa Abdullah Es-Sallah adlı bir asker geçmiştir. İşin ilginç yanı, Yemenli monarşi yanlısı Zeydi Şiiler o zamanlar Suudi Arabistan tarafından desteklenirken bugünkü iç savaşta Zeydi Şii örgüt Husiler Suudi Arabistan'a karşı İran tarafından destekleniyor. Kuzey Yemen İç Savaşı, Suudi Arabistan ile Ürdün Krallığı arasındaki sorunları her iki ülke de monarşist olduğu için bitirip iki ülkeyi bu sorun karşısında müttefik kılmıştır. Yemen eskiden Kuzey Yemen ve Güney Yemen olarak ikiye ayrılıyordu. Güney Yemen'in başkenti liman şehri olan Aden'dir. Güney Yemen 1839 yılında İngilizler tarafından işgal edilerek protektora haline gelmiştir. 1960'lı yıllarda Güney Yemen bağımsız olmuştur. Kuzey Yemen ise 1918'de İmam Yahya'nın I. Dünya Savaşı'ndaki isyanıyla Osmanlı'dan bağımsız olmuştur. Güney Yemen'deki siyasi fraksiyonlar sosyalist ve Sovyet desteklidir. Sovyetlerin yıkılmasından sonra Kuzey Yemen ile Güney Yemen 22 Mayıs 1992 tarihinde birleşmiştir. Ancak daha sonra Güney Yemen birleştiğine pişman olmuştur ve Güney Yemen ile Kuzey Yemen arasında askeri çatışmalar da meydana gelmiştir.

Günümüzde Yemen'in en büyük sorunu açlık ve savaşla birlikte yoğun biçimde uyuşturucu olan gat kullanımıdır. Yemen gat yetiştiriciliği için yüksek miktarda su kaynaklarını tüketmektedir. Gat aynı zamanda insanları çok zayıflatıp cılız bırakmaktadır. Gat kullanımı Yemen'in güneyinde daha azdır. Yemen bugün İran destekli Husiler ile Suudi Arabistan destekli Mansur Hadi yönetimi arasında ikiye bölünmüştür ve Yemen'de hala iç savaş devam etmektedir.

Bir zamanlar, Cemal Abdunnâsır döneminde Pan-Arabizminin temerküz noktası Mısır ile Arap monarşizminin başını çeken Suudi Arabistan'ın güç mücadelesinde çatışma sahnesi olmuş olan Yemen, bu denklemi geçmişte değiştiren İran'ın Suudi Arabistanla olan güç mücadelesine sahne olmaktadır.

Soğuk Savaş döneminde, sosyalist Güney Yemen'in başkenti konumunda olan Aden şehri, Körfez destekli Mansur Hadi'nin Husilere karşı 'olağanüstü hâl' ilân edişinin merkezi olma yolunda ilerliyor.Eskisinin tersine kartlar Rusya ve İran'ın kuzeydeki Husilere, Körfez ve Batı'nın ise Hadi'ye olan desteğiyle oynanıyor.

Geçiş dönemlerinde Körfez'in menfaatlerini sağlamada taşeronluk vazifesi üstlenen El-Kaide, Mansur Hadi'ye bağlı cumhurbaşkanlığı muhafızlarının El-Kaide'ye yakın aşiretleri silahlandırmasıyla akredite edilip, görev dağılımında payını düşeni alıyor. Rusya tarafıdan da silahlandırıldıkları artık sır olmayan Husilerin, Aden'de Hadi'nin konutuna hava saldırısı düzenlemeye teşebbüs etmesinin ardından Husilerin bulunduğu camiilere El-Kaide tarafından bombalı saldırılarla karşılık verilmesi bunun açık tezahürüdür.

Yemen'deki siyasi krizde Rusya yeni arayışlar içinde olabilir. Kuzeye nisbeten daha fazla ekonomik sorunlardan muzdarib olan Güney Yemen'in eski sosyalist 'de dacto' başkanı Ali Salim El-Beyd'in Aden ve San'a'daki çekişmede tarafsızlık beyan edip, Mansur Hadi'nin Aden'i başkent olarak kullanmasından rahatsız olması Rusya açısından Güney Yemen hareketinin makûl bir seçenek olabileceğini gösteriyor. Başta Güney Yemen'in Sovyet döneminde edindiği silah borçlarının silinmesi bu seçeneği elverişli hâle getirebilir. Geçen sene olduğu gibi Rusya'nın üs kurma karşılığında Küba'nın borçlarını silmesi bunu mümkün kılmaktadır.

Sovyet sonrası toparlanma sürecinde Rusya'yı eski kudretine kavuşturan âdeta yeni bir 'çar' olarak Putin öne çıktı. Bununla birlikte Kiev'e karşı Rusya'nın eliyle irredantist bir savaşla Ukrayna'nın doğusundaki Donbass'ta yeni bir "ataman" yaratıldı. Slav-Ortodoks ruhunun Rusya'nın gücü ile hortlamasıyla yeni bir "voyvoda" yaratılarak yarıda kalmış Sırp irrendantist mücadelesinin yeniden başlayabileceğini düşünmek uzak bir ihtimal olmasa gerek.

Yemen'de Husilere karşı oluşturulan ortak askerî koalisyon sonrası Mısır'ın Şerm Eş-Şeyh şehrindeki zirvede Katar Emiri ile Abdulfettah Es-Sisi'nin aradaki buzların eriyor olduğu mesajını vermesi, geçmişte de Yemen'de 80 bin Mısır askerinin varlığı ve Nâsırcılık akımının bölgedeki yükselişine karşı aralarında büyük husumetler olmasına rağmen Ürdün Krallığı ile Suudi Arabistan'ın barışarak aynı konsensüs içinde yer almalarını hatırlatmaktadır.

Yemen'de Suudi nüfuzuna karşı Abdulmelik El-Husi'nin mücadelesi, geçmişte Mısır'daki 'genç subaylar'dan ilhâm alan general Abdullah Es-Sallal'in mücadelesine benzemektedir. Fakat aradaki en önemli fark, Yemen'deki aktüel mücadelenin Arap dünyasının kalbi olan Mısır'ı da karşına alıyor olması...

Abdullah Es-Sallal

Suudi Arabistan, Yemen'in eski lideri Ali Abdullah Salih'in Irak'ın Kuveyt'i işgâline açık destek vermesinden dolayı ülkesinde bulunan 350 bin Yemenli işçiyi sınır dışı ederek cezalandırmıştı. Riyad'ın, Yemenlilerin insansız hava aracı saldırılarıyla ölen siviller için gösterdiği tepkiyi Ali Abdullah Salih hükümetine para yardımı yaparak bastırmaya çalışması ve sonrasında Ali Abdullah Salih'i istifa'ya ikna etmiş olması, devrik lidere taraf olanların Aden'de Suud müdahalesini protesto etmesi sonucunu beraberinde getirmiştir.

Ana akım medya, Yemen'deki gelişmeleri tümüyle mezhepsel nedenlerden gerçekleşen olaylar zinciriymiş gibi göstermektedir.Hâlbuki bunların çoğu politik dengeler ve çıkar ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Suudi Arabistan, Yemen'de Pan-Arabizm yanlısı cumhuriyetçi dalgalanmaya karşı Şii-Zeydiyye İmamlarını desteklemişti. Bölgede yayılmacı politika izleyen Pan Arabist Nâsırizm akımı, hem Arap monarşilerinin tahtını sallayarak cumhuriyet yönetim biçimini etkin kılmaya hem de Kızıldeniz'de dolaylı yoldan güç kazanarak Arap dünyasının liderliğine oynuyordu. Bugün Suudi Arabistan savaş uçakları tarafindan bombalanan San'a ve Ma'rib'teki tepeler ve petrol yatakları, dün Mısır savaş uçakları tarafından Suudi Arabistan destekli Zeydiyye İmamet yönetiminden yana olan aşiretlere karşı bombalanıyordu. Soğuk Savaş'ın bitimine doğru İran İslam Devrimi'nin yarattığı bölgesel değişikliklerle birlikte Husiler yönetimde daha fazla nüfuza sahip olmak için yıllardır mücadele ediyor ve Husilerin Aden'e kadar ilerlemesi Suudi Arabistan'ın uluslararası petrol ticareti açısından stratejik öneme sahip Bab'ul Mendeb'i kaybetmesi ve Husilerin, İran'ın nükleer tesislerine yapılması muhtemel bir saldırı durumunda Hürmüz Boğazını kapatmakla tehdit etmesine benzer bir avantaj kazanmaları anlamına geliyor. Aynı şekilde Nâsır'ın savaş uçakları da Cidde limanlarını bombalayarak Suudi Arabistan'ı petrol taşımacılığı üzerinden cezalandırmaya çalışıyordu. Yani boğazın kapatılması durumunda Körfez ülkelerinin petrol ticareti kilitlenir ve dünya eski Suudi Arabistan Kralı Faysal'ın Batı yaptırımlarına benzer yeni bir yakıt krizi tehdidiyle karşı karşı olur. İşte, bilhassa Batı ve Körfez ülkeleri Bab'ul Mendeb'le Kızıldeniz'in açılan kapısı konumundaki Aden gibi doğal bir liman şehri'nin kaybına göz yumamazdı ve beklenen koalisyon bu şekilde vücut buldu.

Güney Yemenli bir milis

YEMEN'DE SUUDİ ARABİSTAN İLE BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ ANLAŞMAZLIĞI

2018 senesinde BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) destekli Güney Yemen Geçiş Konseyi'ne bağlı güçler Güney Yemen'in başkenti Aden'deki birçok kamu binasını ele geçirmişti. Aynı zamanda BAE, Yemen'in kendine mahsus ağaçlarıyla meşhur Sokotra adasına da askeri üs kurmuştu. 2018'de ayrılık yanlısı Aden valisi Ayderus Ez-Zubeydi ayrılıkçı güçlere kapısını açarak BAE'ne yeşil ışık yakmıştı. Son zamanlarda Yemen'deki Suudi Arabistan ve BAE arasındaki çatışmalar gündeme gelmektedir. BAE'nin amacı Yemen'deki kaosu fırsat bilen ayrılıkçı Güney Yemen yanlılarını koz olarak kullanarak Sünni ağırlıklı Güney Yemen bölgesinde hâkimiyet kurmaktır. Böylece Şii Zeydi ağırlıklı Kuzey Yemen'i kontrol eden İran destekli Husilerle iki parçalı devlet düzeyinde anlaşma sağlayarak iç savaşın bitirilmesini amaçlamaktadır. Bu durumda Yemen'in tamamını Husiler'den temizleyip Yemen'in tamamında eskisi gibi hüküm sahibi olmaya çalışan Suudi Arabistan, BAE ile İran arasında absorbe olmaktan korkmaktadır. Suudi Arabistan kendi lehine Yemen'in toprak bütünlüğünden yanadır. Kısacası BAE'nin amacı bağımsız bir Güney Yemen ile kuzeyi elinde tutan Husileri İranla diplomatik görüşmeler yaparak anlaşmalarını sağlayıp Kuzey Yemenle Güney Yemen'i birleştiren 22 mayıs 1990'daki anlaşmayı hükümsüz bırakıp herkesin eski sınırlara çekilmesini sağlamaktır. Nitekim Kuzey Yemen de Cemal Abdunnnâsır etkisi öncesinde Zeydi İmamların kontrolündeydi. Güney Yemen ise bir süre İngiliz hakimiyeti altında kaldı; bağımsızlığı kazandıktan sonra ise sosyalistlerin kontrolü altında kalmıştı. Tüm bunlardan önce Suudi Arabistanla BAE Yemen'de Husileri bitirmek için İran nüfuzuna karşı konsensüs oluşturup eskisi gibi KİK (Körfez İşbirliği Konseyi) etkisini kurmayı hedefliyordu. Ancak Yemen'deki boşluktan Katar gibi BAE de istifade edip Güney Yemenli ayrılıkçılara destek vermeye başlayarak Suudi Arabistan'ın amacından sapıp Yemen İç Savaşı'na yeni bir soluk kazandırmıştır.

İlerleyen gelişmeler ise;

- 10 Ağustos 2019'da Güney Geçiş Konseyine bağlı Hizam Emni birlikleri Maaşık Cumhurbaşkanlığı sarayını ele geçirdi.

- 20 Ağustos'ta ise Hizam Emni güçleri güneydeki Ebyen şehrinde askeri bölgeleri ele geçirmiştir.

- 29 Ağustos'ta Suudi Arabistan destekli Mansur Hadi yanlıları, BAE hava güçlerinin saldırısında 50 askerinin hayatını kaybettiğini söyledi. Mansur Hadi 2014'teki Husi darbesinden sonra başkent San'a'dan güney'deki Aden'e kaçarak devlet başkanlığı sarayında Suudi Arabistan destekli güçlerle orayı merkez edinmişti.

Binaenaleyh, yemen'de at izi it izi birbirine karışmıştır...


Kaynakça: 

Serpil Açıkalın, Gamze Coşkun, Sedat Laçiner - Yemen Dosyası, Usak Yayınları, 2010 

Fahir Armaoğlu - 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Timaş Yayınları, 2014

Amnon Kapeliouk - Yenilmez Arafat - İmge Yayınları, 2008

Yorumlar

Popüler Yayınlar