Bir Zamanların Doğu Pakistan'ı Olarak Anılan Ülke: Bangladeş


Şeyh Muciburrahman

Bangladeş eskiden Pakistan’a bağlı bir bölgeydi. Bağımsız olmadan önceki adı ise Doğu Pakistandı. Bangladeşte her ne kadar okuma yazma oranı düşük olsa da, işçi sömürüsü ve sağlık koşulları kötü de olsa geçmişinde dili ve milliyeti uğruna ettikleri mücadele ile ödedikleri bir bedel vardı.

Bengal bölgesi 1903 senesinde İngilizler tarafından Batı Bengal ve Doğu Bengal olmak üzere ikiye bölünmüştür. Batı Bengal bölümü ise bugün Hindistan tarafında kalmaktadır. Başkenti Kalküta şehridir. Doğu Bengal de bugünkü Bangladeştir. Ancak Hint bölgesine tanınan bağımsızlıktan sonra Doğu Bengal’deki Müslüman nüfusun yoğunluğu nedeniyle Doğu Bengal bölgesi 1947’de Pakistanla birlikte bağımsızlığını ilan etmiştir.

Ancak ne var ki Doğu Bengalliler bu bağımsızlık sonrasındaki süreçlerde pek memnun olamamışlardır. Özellikle Pakistan Cumhurbaşkanı Eyüb Han döneminde Doğu Pakistan’a (Bengallere) karşı başlatılan negatif ayrımcılık sonucunda birçok olumsuz eylem gerçekleşmiştir.

Pakistan, Bengallere Bengalceyi zorla terkettirip Pakistan'ın dili olan Urduca’yı dayatıyordu. Bu ise Doğu Pakistan’ın bağımsızlık mücadelesini ateşleyen bir neden haline gelmişti. Aynı zamanda Pakistan Doğu Pakistan’a hazineden para yardımı da yapmıyordu. Tüm bunlarla birlikte Pakistan’ın Doğu Pakistan’la hiçbir sınırı yoktu, dilleri ve özellikle alfabeleri o kadar farklı ki aralarında Müslümanlık dışında hiçbir bağ kurulamıyordu. Diğer yandan bazı Pakistanlılar Bengalleri ten renkleri daha koyu olduğu için hakir görüyorlardı.

Eyüb Han ile başlayan Bengallere karşı sindirme hareketi Bengallerde mücadeleyi başlattı. bu mücadelenin önderi ise Muciburrahmandır. Bu mücadele döneminde Doğu Pakistan’daki Pakistan istihbaratı ISI (Inter Services Intelligence) destekli Cemaat-i İslami örgütü bağımsızlık yanlısı Bengallere sistematik işkenceler, katliamlar ve tecavüzler gerçekleştiriyordu. Cemaat-i İslami örgütünün Pakistan’dan destek almasının ve Bengallerin bağımsızlık mücadelesine karşı çıkma nedeni ise Müslümanlığı kendilerine birleştirici bir unsur olarak görmeleri ve bağımsızlığın da en çok Hindistan’ın işine yarayacağı düşüncesidir. Pakistan ordusu Bangladeş’te birçok katliamlar gerçekleştirdi. Gerçekleşen tecavüz olaylarında birçok masum Bengal kadını pakistanlı askerlerden ve Cemaat-i İslami mensuplarından hamile kaldılar. Tüm bu Pakistan müdahalesi karşısında Hindistan sessiz kalmayarak araya girmiştir ve Pakistan’a karşılık vererek Bengallerin bağımsızlığına yardım etmiştir. Bununla birlikte Hindistan Bangladeş üzerinden Çin nüfuzlu komünist hareketlerin yayılmasını da önlemek amacıyla bu müdahalede etkin bir rol oynamıştır. Bengal bağımsızlık hareketi lideri Muciburrahman önderliğinde Doğu Pakistan Bangladeş adıyla 1971’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak bu savaşın bilançosu da oldukça ağırdı. Tam 3 milyon Bengalli hayatını kaybetmiştir. Pakistan Başbakanı Zülfikâr Ali Butto o dönemler bir mitingde konuşma yaptığı esnada kürsüsündeki bir bardakta içki bulunuyordu. Onu yudumladığı esnada ise bazı Cemaat-i İslami yanlıları içki içiyor diye tepki göstermişti. Bunun üzerine Zülfikâr Ali Butto, Cemaat-i İslami’nin kanlı yönüne işaret ederek “Ben azından siz orospu çocukları gibi halkın kanını içmiyorum.” demiştir. Sonrasında ise tüm Butto destekçileri “Helal olsun sana içtiğin içki!” diye tezahüratta bulunmuştu. Daha sonraki dönemlerde Bangladeş lideri Muciburrahman’a yapılan askeri darbe sonucunda Muciburahman öldürülmüştür. Bu öldürülme olayında kızı Şeyh Hasina Vecid yurt dışındaydı.


Şeyh Hasina Vecid

Bangladeş siyasetinin ilerleyen dönemlerinde ise Muciburrahman’ın kızı Şeyh Hasina Vecid Avami Ligi adlı partisiyle başbakanlık görevini ifa etmiştir. Kendi döneminde birçok Cemaat-i İslami mensubu Pakistan adına çalışıp Bengal halkına sistematik katliamlar gerçekleştirdikleri gerekçesiyle idam edilmiştir. İdam edilenlerden biri de Abdulkadir Molla'dır. Kendileri "Mirpur Kasabı" olarak anılır. Mirpur’da Pakistan desteğiyle yaptığı katliam nedeniyle bu isimle anılmıştır. Mahkemesinin sürdüğü dönemde her ne kadar siyasal İslamcılar onu yüceltip desteklese de idam edilmiştir. Bununla birlikte Cemaat-i İslami’nin önemli isimlerinden biri de Gulam Azam’dır. Siyasal bilgiler alanında bilgili biridir. Şeyh Hasina Vecid Cemaat-i İslami yanlıları tarafından laik ve baskıcı birici olarak anılır. Verilen idam cezalarının ise hukuki değil siyasi olduğunu iddia ederler. Şeyh Hasina Vecid’in muhalifi olan Ulusal Lig’in lideri Begüm Halide Ziya Cemaat-i İslami’ye karşı Hasina Vecid’e nazaran daha ılımlı yaklaşır.

Bangladeş’e bağımsızlık ne kadar yaramıştır orası tartışılır. Ancak bağımsızlık sonrasını bağımsızlık öncesi vaziyetlerinden çok da ileri olduğunu şahsi görüşüm itibariyle söyleyemem. Tabii ki Pakistan’ın birçok siyasi yanlışları vardı ve bu Pakistan’ın otoritesini parçalayarak Doğu Pakistan’ın Bengal kimliğine daha fazla bürünerek “müslüman kardeşliği” amaçlı otoritesine zarar verip bu bölgesindeki nüfuzunu Hindistan’a kaptırmıştır.

2024 yılında ise Bangladeş'deki Bengal milliyetçisi Şeyh Hasina Vecid hükümeti, 1971'deki Pakistan'a karşı gerçekleşen bağımsızlık savaşına katılanların yakınlarına kamu personeli atamasında öncelik sağlanacağını ilan etmişti. Bu karara başta üniversite öğrencileri olmak üzere Bangladeş halkı sert tepki gösterip sokağa çıktı. Ortalığı yakıp yıkıp ateşe vererek karardan vazgeçilmesini talep ettiler. 300'den fazla kişi şiddet olaylarında ölmesine rağmen halk caymadı. Hükümet ise karardan geri adım atmadı. Bunun üzerine bangladeş halkı isyanın dozunu artırdı ve başbakanlık sarayını basarak hasina vecid hükümetini devirdi. Sokaktaki gösterilerle birlikte Şeyh Hasina Vecid'in babası Muciburrahman'ın heykellerini hak devirdi. Kısacası Şeyh Hasina Vecid'e Pakistan'a karşı bağımsızlık mücadelesine katılanların yakınlarına devlet memurluğunda öncelik tanımayla ilgili pozitif ayrımcılık siyaseti pek yaramadı ve devrilmesine yol açtı.

Yorumlar

Popüler Yayınlar