Filistin'deki Trajediden Saygınlık ve Güç Göstergesi Devşirmek

Günümüzde birçok insan Filistin'deki trajedi hakkında insaniyet söylemleri geliştirmektedir. Özellikle bir siyasi lider İslam âleminin liderliğine oynamak istiyorsa ilk iş olarak Filistin'deki saygınlık objelerine el atar ve bundan itibar elde etme amacını güder. Filistin trajedisinden saygınlık devşirenlerin siyasi liderlik ayağı, öncelikle kendi tabanıyla bütünleşmek için onlara güven ve güç duygusu arzetmek adına kendilerini küresel Siyonizm gibi devasa bir gücü karşısına almış direnişçi izlenimini uyandırır.

Özellikle İsrail'in Filistin halkına uyguladığı zulüm ile İslâm dünyasındaki antisemitizm bir öfke seli meydana getirince siyasi liderliklerin bu gibi hassas noktalara temas etmesi kaçınılmazdır.

Nitekim günümüzde görmekteyiz ki bazı durumlarda Filistin hassasiyeti, Filistinlilerin içinde bulunduğu insanî trajediye bir tepki göstermekten çok Filistin halkını Siyonizm'in zulmüne mâruz kaldığı için onları bir din savaşının merkezine oturtup bir antisemitizm aracına çevirme hevesi vardır. Böylece Filistin halkı Siyonizm'in zulmüne maruz kalan ve din savaşının ortasında kalan Müslüman halk olduğu için bu da onları  "en değerli Müslüman mağdurlar" konumuna oturtmaktadır. Bunun en önemli göstergelerinden biri şudur ki, 2014'te Yemen'de başlayan iç savaşta 85 bin çocuk açlıktan hayatını kaybetmiştir ve bu savaştan Suudi Arabistan sorumlu tutulmuştur. Çok ilginçtir ki bu durum özellikle İslâm dünyasında Filistin'deki Gazze trajedisi kadar infial uyandırmamıştır. Birçok mecrada İsrail boykot edilmeli denirken Yemen'deki halk açlık ile öldürülüyor denip Suudi Arabistan'a hac ve umre gibi alanlarda bir boykot uygulanmadı. Filistin'deki trajediyi, birçok trajedi karşısında daha değerli ve daha popüler kılan şey; Filistinlilerin katillerinin İslamcıların kullandığı "lanetlenmiş Yahudi" retoriğinin yapılan eylemler sonucunda karşılık bulduğuna dair olan inançtır. Ne var ki Ortadoğu coğrafyasında Müslüman Müslümanı öldürdüğünde bu İsrail'in yaptıkları kadar bir trajedi çağrışımı uyandırmıyor. Neredeyse bırakalım da Müslümanı da bir Müslüman öldürsün denilecek.

Özellikle kendi içinde yozlaşmış bir rejimden oluşan siyasi liderlikler, küresel anlamda İslâm dünyasının sempatisini ve kendi halkının da güvenini kazanmak adına sürekli olarak İsrail gibi bir dış tehdit refleksi yaratır, kendisini ise İsrail gibi bir tehdite karşı mücadele eden yegâne bir unsurmuş gibi göstererek İslâm dünyasının gelecekteki kurtarıcısı mitini insanların bilinçaltına neredeyse her gün kürsünden yapılan konuşmalar yoluyla medyadaki propaganda ile yerleştirir. İsrail gibi bir tehdit ikonu sayesinde mevcut rejimin ürettiği sorunlar yadsınmak istenir ve rejimin topluma dayattığı birikmiş sorunlar toplum nezdinde kanıksanır hale getirilir.

Sosyal imkânları sömürmek açısından en bereketli durumların adamı olanlar, içinde bulunsalar bir gün sabredemeyeceği hayatların insanları olan "ezilen mazlumların " daima sesi olduğuna dair ürettiği retorik samimiyet olarak son derece ciddi sorunlar teşkil etmektedir.

Sürekli olarak mazlumların sesi olduğuna dair geliştirilen söylemdeki ısrar, bir güç istencinin ve kitlesel boyutta bir güç gösterisinin bir tezahürüdür. Aslında mazlumu koruduğunu iddia etmekteki söylemin bilinçaltında inşa ettiği paradigma, bir zâhidane saflıktaki keşişin merhameti değil, olsa olsa sömürücü bir imparatorluk hevesinin dünyayı domine etme amacına özlem duyan bir dışavurumundan ibarettir. 

Kimi zaman öyle oluyor ki, mazlumun yanında olduğunu iddia edenlerin çığırtkanlığı, zalimin zulmünden beter bir boyuta ulaşıyor.

Dolayısıyla Filistin sorunu Filistinlilere bile bırakılmamış, Filistinlilerin kendi aralarındaki sorunların çözümlerine odaklanılmamış, İsrail-Filistin barışının imkânlarına yeterince kafa yorulmamış bir sorundur. Bu konuyla ilgili olması gereken siyasi söylem Filistin sorununa dair entelektüel bir bilgi birikimi elde edip konuya dair çözümleri dile getirmektir. Maalesef çoğunlukla gördüğümüz manzara vicdanları tatmin etme niyetinde olan sloganik söylemlerden daha ötesine gidemiyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar