Mısırlı Bir Feminist Yazarın Kitabına Dair: Sıfır Noktasındaki Kadın

Sıfır Noktasındaki Kadın adlı kitabın yazarı Nevâl es-Seddavi, Mısırlı bir feministtir. Özellikle Ortadoğu gibi ataerkil kültürün baskın olduğu bir coğrafyada feminist görüşlere sahip olmak ve bunu açık bir şekilde ifade etmek herkesin harcı değildir elbette. Seddavi, küçük yaşta ailesi tarafından evlendirilmek istenmiştir fakat Seddavi buna direnince ailesi vazgeçmiştir. Bu ise Seddavi’de bir travma yaratıyor. Hatta Seddavi küçükken sünnet ettirildi. Seddavi eski Mısır devlet başkanı Enver Sedat döneminde görüşleri nedeniyle hapsedilmiştir. Aynı zamanda Seddavi feminist bir aktivist olarak Arap Baharı dönemindeki 25 Ocak Devrimi’nde Hüsnü Mübarek karşıtı gösterilerde boy göstermiştir.

Seddâvi, en başta kadın sünnetlerine, kız çocuklarının evlendirilmesine ve kadınların kocaları tarafından ezilmesine karşı duran bir isimdir. Seddâvi bir ateisttir, eşi ise Müslüman’dır. Evliliklerinin resmiyet kazanması için hukuki anlamda mücadele vermiştir. Ancak şunu da bilmek gerekir ki Seddâvi’nin İslam’ı eleştiren birçok görüşleri de mevcuttur, bu da Seddâvi’yi günümüzdeki Müslüman feminist türevlerinden ayırmaktadır. Seddâvi Müslüman olsaydı Müslüman feministler tarafından bir Ortadoğulu olması hasebiyle rol model haline gelebilirdi. Seddavi başörtüsünü kadınların köleleştirilmesinin bir nişânesi olarak görmektedir.

Kitaba gelirsek; kitap Ortadoğu kültüründeki baskın ataerkil anlayışın çaresiz bir kadını nerelere sürükleyebileceğini anlatıyor. Ortadoğu sosyolojisinde ne yazık ki feodalite hala sökülüp atılamamıştır. Bir kadına veyahut kız çocuğuna evlenip evlenemeyeceği bile kendi tercihine sorulamamaktadır. Başlık parası karşılığında kendisinden çokça yaşlı olan birisine verilirler. Yani feodalite anlayışı demek hiçbir bireysel kanaatin olmadığı ve bireysel hakların tamamen geri planda olduğu bir toplum düzeni demektir. Bu yüzden kitapta bahsedilen kadının geri planda kalması ve ezilmesi temasının arkasında abartılmış bir ataerkil sosyoloji ile feodalite kültürü yatmaktadır. Kitabı Ortadoğu kültüründe kadının ve hatta bireyin geri planda kalmasının bir eleştirisi olarak okuyabilirsiniz. Tabi Ortadoğu’da kadın haklarını eleştirirken, insan haklarının çok daha ileri seviyelerde olduğu liberal Batı toplumlarında da kadınların cinsel obje haline getirildiğini ve adeta şehvete tapınıldığını söylemeden de edemeyeceğim. Bu da bir toplumsal istidracın sonucudur. Ortadoğu toplumlarında fakirliğin getirdiği cehalet nedeniyle kadınlar daha da ezilir, Batı toplumlarında ise zenginliğin getirdiği tatminsizlik durumu nedeniyle de kadınlar tamamen bir obje haline getirilebiliyor. Kısacası, her iki kültürde de kadın meselesinde dengeli bir tutum arayışı içerisinde olmalıyız. Kitap oldukça sürükleyici, iyi okumalar diliyorum…



Yorumlar

Popüler Yayınlar